31 Ekim 2012 Çarşamba

EĞİTİM SİSTEMİ VE YATIRIM KARARLARI

            Okullar çocukları gerçek hayata hazırlıyor mu? Öğretmenlerimiz ve ebeveynlerimiz bize, çok çalış, iyi not al, semeresini görür, yüksek maaşlı bir işte çalışır, çok kazanırsın'' derdi.
            Ebeveynlerimizin çocuklarına sağlaması gereken yüksek öğrenim olanaklarını sağlamaktır. Böylece hayatta başarılı olmak adına büyük bir avantajı elde edeceklerini düşünürler. Ebeveynlerimizin düşünmedikleri ise, çocukların hayalleridir. Gelecekte kendilerini nerede ve nasıl görmek istediklerini sormamalarıdır. Ebeveynlerin iyi diye niteledikleri, aslında çocukları hayat boyu esarete atmaktan başka bir şey değildir.
            Öğretmenlerin ise okullarda, Milli Eğitim Bakanlığı' nın verdiği müfredatın dışına çıkmadan ders kitaplarında ne anlatılıyorsa aynısı kopya ederek çocuklara verdiği eğitim, onları hazıra alıştırmaktan başka bir şey yapmamaktadır. Bu noktadaki sıkıntı ise çocukları ezbere yöneltip, hayal dünyalarını körelterek çocukların riske girmekten kaçınmalarını, önlerine gelen fırsatları görememelerini sağlamaktadır. Buradaki çözüm yolu ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın Öğretmelere verdiği müfredatın yanında, görsel eğitim ile bu müfredatı desteklemelerinden geçmelidir. Bu tezimi bir örnekle desteklemek istiyorum. Japon'ya yapılan eğitim programında, Çocuklar, ilkokul eğitimlerine başlamadan önce Nagasaki ve Hirosima Atom bombalarının düştüğü yerlere götürülerek, bilinç altlarında müthiş bir beyin fırtınasına sebep olacak nasihatlerde bulunurlar. Sizler öyle bir mühendis, doktor, öğretmenler olun ki Teknolojide kimse yanımıza dahi yaklaşamasın diyerek hırs ve azim depolaması yapılmaktadır. Keza bizde Çanakkale, Malazgirt, Osmanlı, Selçuklu gibi sayısız kurulup, yıkılmış devletlerimiz varken görsel eğitim konusunda pekte sıkıntı yaşamayacak kadar zengin bir argümana sahip bulunmaktayız.
            2, Eğitim konusu; Okul öncesi eğitimin yanında, okul sürecinde Ebeveynlerimizin ve Öğretmenlerimizin Çocuklara vermesi gereken bir diğer konuda, Para ve Paranın nasıl kullanılması gerektiğidir. Çocuklarımıza paranın ne olduğu değil, Paranın nasıl kazanılacağı ve Paradan nasıl Para kazanılacağı öğretilmelidir. Paranın işçisi olmak değil, Paranın kendileri için çalışmasını zihinlerine kazımaları gerekmektedir.
            3. Eğitim konusu; Çocukların hayata bağlılığı ve yaşam tarzı haline getirmeleri gereken Finans ve Muhasebe eğitimidir. Finans eğitimi Paranın nasıl kullanılması gerektiğini,paradan nasıl para kazanıldığını göstermeye yarar. Muhasebe eğitimi ise ellerine geçen paranın ne kadarını giderlere ne kadarını yatırıma dönüştürmelerine yarar.
           Paradan nasıl para kazanılacağı sözünü açıklamak istiyorum. 2008-2010 yılları arasında Kapalı çarşıda çalışırken, yaşamış olduğum bir anımı paylaşmak istiyorum. Kapalı Çarşıda Kuyumcu olan bir yatırımcım ile yaptığım bir söyleşide, Yahudilerin babadan, oğul'a geçen servetlerinin sebebini sorduğumda, gülerek sorumu cevapladı ve 4 madde ile sıraladı.
           1. Biz Yahudiler kazançlarımızın belli bir kısmını, her ayın başında paramızın bizlere para kazandıracak Aktifler satın alırız.
           2. Para için çalışmaz, parayı kendimiz için çalıştırırız. kazancımız ile kazanç elde ederiz.
           3. Bizle 10 yıl sonrasını bu günden satın alırız. (10-20 yıllık hisseler alırız)
           4. Diğer insanlar para için çalışırken, bizler parayı kendimiz için çalıştırırız.
          Bu anlattıkları ne anlama geliyor, Aktif dedikleri nelerdir bunları inceleyelim.
Aktif sütüları (Tahvil, Hisse Senedi, Bono, Eurobond, Gayrimenkul, Kira mülkü)
Pasif sütünü  (Tüketici kredisi,  kredi kartları, Eğlence, luzumsuz harcama)

          Paradan para kazanmak sözünün altında yatan konu, Aktif satın almaktan geçer. Babadan oğul'a geçen zenginliği ise şu sözlerle açıklamaktaydı. Biz Yahudiler çocuklarımız doğduğunda, bir borsa hesabı açarak doğduğu ilk günden itibaren her ay gelirimizin bir bölümünü bu hesaba yatırarak Hisse senedi alırız. Yıl sonunda şirketler kar edip kar payı dağıttığında hem paramızla para kazanır, hemde çocuğumuza 18 yaşına gelene kadar iyi bir gelecek kurmasına yardımcı oluruz.
         18 yıllık vadede her ay alınacak bir hisse senedi, temettü ve bedelsiz paylarla akıl almaz noktalara ulaşabilir. 1990 yılında  Eczacı başı ilaç hissesinden alım yapan bir kişi bugün 1e 3000 seviyesinde bedelsiz ve temettü kazancı bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Bunun gibi yüzlerce hisse bulunmaktadır. Aylık 250 TL'ye ne zengin nede fakir oluruz. Fakat 18 yıl boyunca her ay 250 TL Türk Hava Yolları veya gelişmekte olan Temettü ve Bedelsiz potansiyeli yüksek bir hissede alışlar yaparak, Çocuklarımıza gelecekte, bir ev yatırımı yapabilecek kadar artı sağlayacağından hiç şüphem yoktur.

30 Ekim 2012 Salı

STRATEJİ BÜLTENİ

      ABD seçimlerine az bir zaman kaldığı bu günlerde adaylardan sert demeçlerin gelmesi, Rommy'in Bernanke'yi FED başkanlığına aday göstermeyeceğini belirtmesi siyasi tedirginlik yaratmaya yeterli olmaktadır. Dün başlayan kasırganın etkisi ile kapalı olan ABD borsası, ülkede meydana gelen doğal afetin hasarı 20 milyar doları geçmiş görülmekte olduğu gibi ABD borsalarının açılacağı gün baskı hissedilecektir.
     AB kanadında baktığımızda tedirginlik Yunanistan, İspanya, İtalya üçgeninde devam etmektedir. Yunanistan Tahvillerinin ESM tarafından sermayelendirilemeyeceği tahvil değiştirme programına alınmayacağı belirtmesi, İspanya başbakanı yardım talebine ihtiyaç yok demesi buna ek olarak İtalya kanadında ki belirsizlikte eklendiği zaman piyasalara satış baskısı getireceğini düşünmekteyim. Bu dönemde işlem hacmi bir hayli zayıf kalacaktır.
     İMKB  kanadında 4 güne yakın kapalı bulunması sebebiyle Dünya piyasalarındaki olumsuz gelişmelerile bu haftayı yatay ve negatif bir süreç geçirebileceğini düşünmekteyim. Not arttırımı beklentisi ile Ralli yapan İMKB'de Kar satışları gelebileceği beklentisi ile 70400-69850 seviyeleri piyasalarımızı korunma noktası olarak görmekteyim.

     DOLAR/TRY: Tatil sürecinde önemli bir gelişme olmamakla birlikte yatay ve sıkışık seyir devam edecektir. 1,7975-80 bandı önemli destek bölgelerimiz olmakla birlikte bu seviyelerden alımlar yapılarak kısa pozisyonlarla kar al işlemi ile sağlıklı pozisyonlar açılabilir. Direnç bölgemiz olarak 1,8155-75 seviyelerinden ise satışlar yapılarak kısa pozisyonlarla kar al işlemlerini kullanılarak pozisyonlar açılabilir. Yatırımcıların bu dönemde stop noktaları belirleyerek korunma amaçlı pozisyonları göz ardı etmemeleri sağlıklı olacaktır.

    ALTIN; 1700 seviyeleri psikolojik Destek/Direnç bölgesi olarak karşımıza çıkmaktadır. 1705 seviyesinin üstünde kalındığı sürece pozisyonların alım yönünde olması yatırımcılar adına sağlıklı olacaktır. 1700 seviyesinin altına sarkması durumunda 1690 seviyeleri gözlenerek aşağı yönlü kırılmalarda satış yönlü poziyonlar ağırlık kazanacaktır. Rusya'da dün itibari ile 700 tonluk Altın cevheri taşıyan geminin kaybolması Altın fiyatlarına etki edebilir. Kaybolan geminin bir kaç gün süre içerisinde gelecek habere endeksli olarak anormal hareketler gözlenebilir.